Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği (OR-KOOP) Genel Başkanı Cafer Yüksel 7-10 Ocak tarihleri arasında Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü tarafından Antalya’da düzenlenecek “I.Orman Yangınları ile Mücadele Sempozyumu”na katılacaktır.
Ülkemizde orman yangınlarının engellenmesi amacıyla ilgili kurumların üzerlerine düşen görevlerin tartışılacağı sempozyuma katılacak olan OR-KOOP Genel Başkanı Cafer Yüksel orman yangınlarında yönetsel yetersizliklerin temel nedenlerin başında geldiğini vurguladı.
OR-KOOP’un Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği ve KESK Tarım, Orman ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası ile beraber hazırladığı kitapçığa göre Türkiye’de omran yangınlarını karayazgıya dönüştüren temel neden yönetsel yetersizlikler.
Ülkemizde orman yangını sayısının ve zararlarının en aza indirilebilmesini tümüyle rastlantılara bırakmaktadır. Sözgelimi, ülkemizde;
1. Ormanlarımızın içinde ve bitişiğinde yerleşik 16 bin dolayındaki köyde yaşayan 7-8 milyon köylü yurttaşımız tarım ve hayvancılık etkinliklerini çevrelerindeki ormanlarda ya da yakınında gerçekleştirmektedir,
2. Ormanlarımızın içinde ve bitişiğinde yaşayan yurttaşlarımız çevrelerindeki ormanlara ve ormancılık uygulamalarına yabancılaştırılmıştır ve bu doğrultudaki ormancılık politikalarının ve uygulamaların kapsamı giderek genişletilmektedir,
3. “Orman muhafaza memurluğu” düzeni giderek tasfiye edilmekte ve “orman koruma” çalışmaları, belirli bir ücret karşılığında köy tüzel kişiliklerine devredilmektedir,
4. Yeni ormanların yetiştirilmesi sırasında yangınlara karşı dirençli orman yapıları oluşturma ve ormanlardaki yanıcı madde birikimini azaltma tekniklerinden gerektiğince yararlanılmamaktadır,
5. Başta yangın önleme ve söndürme çalışmalarını yürüten orman işletme şeflikleri ve orman işletme müdürlükleri olmak üzere ormancılık birimlerinde yeterli sayıda ve nitelikte teknik personel ve uzman yangın söndürme işçileri işlendirilmemekte, keyfi ve partizanca uygulamalar sürdürülmektedir,
6. Orman yangınlarını söndürme çalışmalarının yönetiminde “çok başlılık”, eşgüdüm sorunları çözümlenememiştir,
7. Oman yangınları ile ilgili veritabanı ve araştırmalar yetersizdir; olanlarının gerektiğince dikkate alınmasını, yangınların dersler çıkarılabilecek deneyimler olarak değerlendirilmesini sağlayabilecek mekanizmalar yoktur,
8. Oman yangınlarının çıkma nedenlerinin hem tarihsel hem de yersel olarak büyük ölçüde değişmesine karşın, yangın önleme ve söndürme çalışmalarında geleneksel yaklaşımlar sürdürülmekte, gelişkin teknoloji ve tekniklerden yeterince yararlanılmamaktadır,kitle iletişim araçlarının orman yangınlarıyla ilgili bilgilenmeleri çoğunlukla son derece yüzeysel ve ilgilenme biçimleri de yurttaşlarımızı bilinçlendirici doğrultuda değildir; Bakan, vali vb konumdaki yöneticilerin açıklamaları ise çoğunlukla yanıltıcıdır.
Ülkemizde orman yangınlarının nedenleriyle ilgili istatistiksel bilgiler "yıldırım", "kasıt", "ihmal-dikkatsizlik", "kaza" ve "nedeni belli olmayan" başlıkları altında derlenmektedir. Ancak, nedeni belirlenebilen yangınların toplam içindeki payı yalnızca % 48'dir. Ayrıca, nedeni "kasıt" ya da "ihmal" olarak belirlenebilen yangınların da neden "kasıtla" çıkarıldığını ve/veya ne türden bir "ihmal" sonucu çıktığının belirlenmesine yönelik hiçbir toplumsal, kültürel ve ruhbilimsel bir araştırma bulunmamaktadır. 285 sayılı genelgeye göre yangının söndürülmesinden ve/veya sönmesinden sonra düzenlenmesi gereken "Yangın Sicil Fişi"nde kasıtla çıkarılan bir yangının neden kasıtla yakılmak istendiğine ilişkin ayrıntılı bilgilerin derlenmesini sağlayacak sorulara yer verilmemiştir. Buna karşılık, anılan belgede "ihmal-dikkatsizlik" nedenlerinin anız, sigara, çoban ateşi, piknik; "kaza" nedenlerinin ise elektrik hattı, tren, motor kıvılcımı, taşıt kazası vb biçimlerde açıklanması istenmekte, "kasıt" nedeninin sorgulanması ise, büyük bir olasılıkla, yargıya bırakılmaktadır.